Görev ve Yetkide Suistimal: Kamu görevlilerinin makamın ve yetkinin verdiği otorite ve gücü kötüye kullanarak menfaat temin etmeleri ya da görev veya hizmeti akamete uğratmaları durumu olarak tanımlayabileceğimiz bu suç yine TCK’da düzenlenmiştir. 257.maddede ‘Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ denilmektedir.
Patronaj: Aktan’ın tanımında patronaj:’Siyasal partilerin iktidara geldikten sonra kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan “üst düzey bürokratları” görevden almaları ve bu görevlere akrabalarını, eş-dostlarını ve partililerini atamalarına “patronaj” adı verilmektedir.’ (5) Patronaj ilişkilerinin tarihi Türkiye’de aslında yeni değildir. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana gerek genel gerekse yerel siyasette etkin olan bu tutumun ana aktörleri arasında iş dünyası, kamudaki yüksek bürokratlar ve yerel-genel siyasetçiler vardır. Menfaat temini ve çıkar ilişkileri düzeyinde gündeme gelen bu tutum ahlaki yozlaşmanın bir önemli çeşididir.
Hizmet Kayırmacılığı: Yerel ve genel iktidar odaklarının bir sonraki seçimlerde tekrar yönetimde olmak maksadıyla bütçelerinden yaptıkları tahsisleri en çok oyu alabilecekleri şekilde belirli bölgelere kanalize etmelerine “hizmet kayırmacılığı” denilmektedir. Kimi zaman hükümet düzeyinde kimi zaman da iktidar milletvekilleri ve bakanların daha çok oy almak amacı ile başvurdukları bu yöntem yerel düzeyde bir belediyenin en az oy aldığı ya da alacağı yerlere daha az hizmet etmesi şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
Nepotizm ve Kronizm: Halk lisanında torpil olarak karşılığını bulan nepotizm bir kamu yönetici ya da görevlisinin kendi akrabalarını değişik makam yada görevlere yerleştirmesi iken, kronizm ise kamu idareci yada görevlisinin kendi arkadaşlarını dostlarını terfii ettirmeleri, çeşitli yerlere atamalarıdır. Tabi bu iki uygulamada öne çıkan unsur bazı ayrıcalıklardan yararlandırmadır. (gerek mali gerekse manevi:lojman,ek ödeme, terfii vb)
Suvasyon: Yerel ve genel iktidarların seçim öncesinde kendilerine maddi manevi destek sağlayanlara iktidar olduktan sonra gerek maddi gerekse makam tahsisi gibi yollarla bazı ayrıcalıklar tanımasıdır. Genel olarak bu uygulamanın en çok eleştirilen yönü liyakat esaslarına özellikle atamalarda uyulmamasıdır. Bu uygulama gönül yapmaya dayalı olarak, yine ihalelerde fırsat eşitliğinin sağlanmaması olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Pratik hayatta doğal siyasetin koşulları gereği gündeme gelen bu gönül yapma çeşitleri zamanla ileri safhalara varabilmekte ana görevlerinden biri kaynak ve değer dağıtma olan siyaseti hırpalamakta, siyasetin imajını yerelde ve genelde zedelemektedir.
Aşırı Vaatte Bulunma: Özellikle seçim dönemlerinde siyasetçilerin yapamayacakları işlerin sözünü vermeleri, teslim alacakları yönetimin kaynaklarını da aşan vaatlerde bulunmaları ve bu yolla oy toplamaları durumudur. Politikacıların bu hastalığı ne yazık ki, özellikle yerel düzeyde yıllarca devam etmiştir. Bir belde belediye başkan adayının yerel seçimlerde, mümkün olmadığı halde 300 bin kişilik stadyum sözü vermesi gibi.
Hizmetsiz Memuriyetlik: Bir kamu görevlisinin çalıştığı kurumun resmi personeli olduğu ve maaş aldığı halde fiilen işinin başında bulunmaması durumudur. Genelde bankamatik memuru olarak tanımlanan bu kimseler işlerine gelmemekte ama olmayan hizmetlerinden dolayı maaş alabilmektedirler. Özellikle genel hükümet düzeyinde müşavirlik kadrolarında bu duruma ağırlıklı olarak rastlanır. Yerel ölçekte bu çeşit hastalık yok denecek kadar azdır. Kimi hükümetler döneminde yok denecek kadar az olduğu, kimi dönemlerde ise bir başbakanın bile 80 tane bankamatik memuru danışmanı olduğu bilinen bir gerçektir.
Logrolling (Negatif Oy Ticareti):’Negatif oy ticareti, yasama organında partilerin kendi çıkarlarına yönelik yasa tekliflerini ve kararları karşılıklı anlaşarak desteklemeleridir. Oy ticareti, her zaman olumsuz olarak kabul edilebilecek bir teknik değildir. Bazen, kamu çıkarına uygun konularda partilerin diyalog ve uzlaşma yoluyla birbirlerini desteklemeleri sözkonusu olabilir. Buna “pozitif oy ticareti” adı verilir. Bununla birlikte iktidar partisi ile muhalefet partileri kamu çıkarına ve siyasi ahlaka uygun olmayan bazı konularda da karşılıklı ödünler vererek kendi çıkarlarına yönelik kararlar alınması için oy kullanabilirler. Bu ikinci tür ise “negatif oy ticareti” olarak adlandırılır. Oy ticareti için bazı örnekler:
İktidar partisi ile muhalefet partilerinin milletvekili maaş ve emeklilik ikramiyelerinin artırılması konusunda uzlaşmaları ve mevcut yasa teklifini onaylamaları,
İktidar partisi ile muhalefet partileri hakkında açılmış olan yolsuzluk soruşturmalarının yasama organında karşılıklı olarak aklanması vs.’(6)
Seçim Sahtekarlığı: Yerel ve genel seçimler sırasında oy çalmaktan sandık imha etmeye kadar yapılan her türlü usulsüzlük ve yasadışı uygulama seçim sahtekarlığı olarak tarif edilebilir. Seçimlerde yeterli düzeyde sandık müşahidinin bulunmaması ve kritik olan bölgelerde birkaç, birkaç yüz ya da birkaç bin oyun ciddi anlam kazandığı durumlarda ortaya çıktığı görülmektedir. Hakkaniyet ölçülerinin kalktığı bu durum seçimin selametine de gölge düşürmektedir. Öte yandan seçim sandıkta kazanılır deyişinden yola çıkılarak belki de siyasi partilerin sandıklara daha çok sahip çıkması müşahit bulundurma konusunda hassas davranmaları ile önü alınabileceği gibi eğitim düzeyinin artması da belki uzun vadede bir çözüm olarak karşımıza çıkacaktır.
Örtbas: Kamu kurum ve kuruluşlarında vuku bulan kanunsuz ve ahlak dışı uygulamaların gerek belgelerde tahrifat gerekse diğer yollarla ‘üstünün örtülmesi’ durumudur. Bu davranış biçimi zamanla yolsuzluğun artmasına, alışkanlık haline gelmesine, ifşa edilmeyişinden dolayı normalleşmesine sebebiyet vermekte, gerek toplumu gerekse kurumların kendilerini zora sokmaktadır. Halbuki cezalandırılmayan bu tip davranışlar daha sonra daha büyük fecaatlere sebebiyet vermektedir.
Negatif Politik Reklam: Seçim dönemlerinde yerel ve ulusal adayların birbirlerini tek ya da çift taraflı karalamaları, asılsız haber ve yorumlarla birbirlerini yıpratmaları olarak tarif edilebilecek bu durum kimi zaman ironik boyutlara varmakta kimi zaman da siyasi cinayetlere sebebiyet verebilmektedir. Örneğin yerel seçimlerde bir beldede birbirini çok iyi tanıyan ve belki de komşuluk, akrabalık ilişkileri olan adaylar bile birbirlerine çamur atabilmektedir. Siyasal trajediye dönüşen bu durum Türk Sineması için yıllarca iyi bir malzeme olmuştur.
Oy Satın Alma: Genel olarak ulusal yasama organlarında tekliflerin yasalaşması aşamasında diğer parti mensubu milletvekillerine sağlanan nakdi ve ayni menfaatler olarak tanımlanabilecek bu hastalık çeşidi ne yazık ki belli dönemlerde alışkanlık haline gelmiştir. Bunun bir adım ötesi parayla milletvekili transferidir ki bu durum siyaseti anormalleştirmekte, demokratik değerlere zarar vermektedir. Milli iradeye olan saygısızlık ise işin başka bir yönünü oluşturmaktadır.Özellikle bilinçli seçmenler bir fikriyatı savunması sebebiyle oy verdiği adayın karşı fikriyatta bir partiye geçişine nasıl tahammül edebilecektir ?
Yukarıda sayılanlar dışında tarifi mümkün olan bir çok etik dışı uygulama ve durumdan söz edilebilir. Bunlar ‘mafya ve çetelerle işbirliği’, ‘partilere usulsüz bağış toplama’, ‘lider diktası’, ‘yalan’ vb’dir. Her ne şekilde olursa olsun sayılan tüm davranış biçimleri toplumsal vicdanı yaralamakta, ülke kaynaklarını israf etmekte, siyasete, kamu yönetimine ve adalete olan güveni azaltmakta, devlet müesseseleri verimli çalışamamakta, yerel yönetici ve idarelere olan güven azalmakta, yönetime ve seçimlere katılım negatif boyutlara ulaşmakta, her şeyden önemlisi ülke uluslar arası raporlara konu olarak memleketin uluslar arası arenadaki imajı zedelenmekte, bundan dolayı dış yatırımcı tercihini başka bir yönde kullanmakta, ulus üstü yapılar ulusal kimliği zedeleyecek biçimde değer ve norm dayatmaktadır.
‘Uluslar arası Saydamlık Örgütü, yayınladığı 2005 Küresel Yolsuzluk Raporu’nun Türkiye ile ilgili bölümünde, inşaat sektöründeki yolsuzluklar ve depreme geniş yer vermiştir. Örgüt, son yıllarda Türkiye’de yolsuzluk alanında yapılan çalışmaları genel olarak, ‘eksik ve amaçsız’ olarak tanımlamaktadır. Örneğin 5176 Sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkında Kanun için “amaçları, tanımları ve kılavuz ilkeleri ortaya koymakta eksik kalınmıştır” denilmektedir.Ayrıca kanunun kapsamı içinde başbakan, milletvekilleri ve bakanların olmaması da eleştirilmektedir.’(7)
Günümüzde yolsuzlukla mücadele çerçevesinde üzerinde en çok durulan önerilerden bazıları şunlardır: devletin ekonomiye karışmasının sınırlandırılması ve ağırlığının azaltılması; siyasal istikrarın sağlanması, kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması, yürütmeden bağımsıza denetim organlarının oluşturulması, yargı etkinliğinin sağlanması, özgür basın ve sivil toplum örgütlenmesi, güçlü muhalefet partisinin varlığı.(
Yine bir çözüm paketi olarak; eğitim sistemi revize edilmeli-etik eğitimine önem verilmeli, yasal altyapı güçlendirilmeli haksızlık ve yolsuzluk yapanlar ağır biçimde cezalandırılmalı, kamuda etik değerlerin adı konulmalı neyin doğru neyin yanlış olduğu doğru tarif edilmeli, siyasi partilerle ve kamu idareleri ile ilgili yasalar revize edilmelidir. İsmi, her ne şekilde olursa olsun, yolsuzluğa bulaşmış ve yasal olarak da suçu kesinleşmiş olan kimselere siyasette ve kamu yönetiminde bir daha görev verilmemeli, kamu idaresinde açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik ve adalet ilkelerini pratize edecek tüm araçlar tesis edilmelidir. Belki bunların da ötesinde daha katılımcı ve daha hesap verebilir yönetimler için, yukarıda ifade edildiği gibi siyasette ve kamu yönetiminde köklü reformlar bile yapılması gerekebilecektir.
Dipnotlar
1-Kamu oyu gözüyle kamuda yolsuzluk, Mehmet Aközer,(
http://www.tusiad.org/yayin/gorus/57/6.pdf)2-Devlette Etikten Etik Devlete: Kamu Yönetiminde Etik 1, TÜSİAD, Kasım 2005, İstanbul, Shf: 22
3-http://www.canaktan.org/din-ahlak/ahlak/siyasal-hastaliklar/rusvet.htm
4-http://www.canaktan.org/din-ahlak/ahlak/siyasal-hastaliklar/irtikap.htm
5-http://www.canaktan.org/din-ahlak/ahlak/siyasal-hastaliklar/patronaj.htm
6-http://www.canaktan.org/din-ahlak/ahlak/siyasal-hastaliklar/negatif-oyticaret.htm
7-Devlette Etikten Etik Devlete: Kamu Yönetiminde Etik 1 TÜSİAD, Kasım 2005, İstanbul, Shf: 227
8-Kamu Yönetimi Sözlüğü, Ö. Bozkurt, T.Ergun, S. Sezen, TODAİE, Ankara, 1998, Shf: 264
Genel Kaynakça:
1-Türk Ceza Kanunu:
http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html2-Yerel Yönetimler Reformu ve Belediyelerde Yeniden Yapılanma,Erol Kaya,İlke Yayıncılık, İstanbul,2003
3-Sırac’ul Müluk, Muhammed B. Turtuşi, İnsan Yayınları,İstanbul,1991(makale başı özlü söz)
4-
http://www.kongar.org/makaleler/mak_kam.php5-Türkiye’de Yolsuzluğun Nedenleri ve Önlenmesine İlişkin Öneriler, F. Adaman, A.Çarkoğlu, B.Şenatalar, TESEV Yayınları, İstanbul, 2003
6-http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/yolsuzluk_arastirma/kaynaklar/Kisim_1.pdf