AYDIN INSAN,AYDINLANAN İNSAN

Aydın kişi aydınlanan kişi demektir. Aydın olmanın ilk şartı kişinin kültürel olarak birikimli olmasıdır. Aydınlar toplumun kaderini etkileyen kişi olduğu için bulunduğu toplumun sözcüleridir, beyinleridir. Fransız Devrimi aydınların çabası sonucu gerçekleşmiş. Halkı kötü yönetime karşı örgütleyen ve bu çabaları sonucu amaçlarına ulaşmış kimselerdir. Aydın kimse insanların sözcülüğünü yaparken toplumun tüm kesimlerinin sesi olmalıdır. Kendi toplumunun düşünce yapısına ters hareket etmemelidir. Aydın kimse insanları doğruya götürmeli ve doğru yolu göstermelidir. Bir ulusun ilerlemesi bu bağlamda aydın kimselerin yaptıklarıyla paraleldir. Bir aydın düşünelim ki yaşadığı toplumdan uzak ve ona ters düşen eğitimi almış bir diğer aydında yaşadığı toplumda eğitimini almış olsun. Yaşadığı toplumla ters düşmedikçe ikisinde de sorun yok demektir. Fakat kendi ülkesinde eğitim almış ve yetişmiş bir aydın toplumuna aykırı düşünen aydınlar en tehlikeli aydınlardır. Aydın olmak zorlu bir yolda ilerlemeyi gerektirmektedir. Osmanlı zamanında batıya giden aydınlar ülkesine batının bilimini tekniğini incelip bunu ülkesine daha yararlı kullanabilirim yerine , oranın yaşayış tarzını almıştır. Bunun sonucunda Osmanlı diğer devletlerden geri kalmış ve parçalanma sürecine girmiştir. Bizde de bu tip aydınlar olmuştur. Bu bağlamda bilim teknik ve eğitimden geri kalan bir topluluk olmuşuz. Ülkemiz diğer güçlü ve gelişen ülkeler karşısında geri kalmışsa sebebi bunlardır. Çünkü: yaptırım gücü en yüksek kimseler aydınlardır. Fransız SARTE yazar için "Yazar konuşan kimsedir.O, gösterir ortaya koyar, buyurur ,yalvarır."İnsanları derinden etkileme özelliğine sahip ve bu denli güçlü kimseler olan aydınlar bugün gelinen noktada ne yapmıştır bunu irdelemek gerekir. Bugün yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen bazı aydınlarımız cesurca topluma örnek olmuş ve insanlarımıza umut vermiştir. Bugün aydınlarımıza düşen en büyük sorumluluk şudur: Yaşadığımız toplumumuzun ihtiyaçlarını tespit edip onun nasıl ilerleyeceği konusunda yol göstermektedir. Yaşadığı topluma önderlik etmelidir. Nasıl olmalı? Nasıl düzeltilmeli? Sorusuna cevabı eserlerinde yazılarında vererek kişileri ve toplumları yönlendirmelidirler. Edebiyatçılarda birer aydın vazifesi gördüklerinden verdikleri eserlerle toplumu derinden etkilemektedir. İngiliz yazar Oscar Wilde :’’ Edebiyat hayatın öncüsüdür, onu taklit etmez, hayata istediği biçimi verir’’ diyor. Gerçektende Edebiyatçılar Şairler ve Yazarlar toplum için önemli insanlardır. Aydın kesimi topluma aynı zamanda önderlik etmeli cesaretle bazı engellerin önünde durmalıdır. Aydınımız olan Peyami SAFA’YI örnek alalım. Eserlerinde toplumun yaşanan tüm olumsuzluklarını göstermiştir. Gerçektende Edebiyatçılar toplum açısından önemli insanlardır. Edebiyatçılarımızdan Cavit Kavcar " Sosyal değişme ve gelişmelerin doğuşunda, hazırlanmasında edebi eserlerin rolü büyüktür. Çünkü geniş kitlelere ortak bir duyguyu, düşünceyi, görüşü ve bir ülküyü aşılamada, toplumları uyandırıp aydınlatmada en etkili yolların başında şüphesiz ki edebiyat gelir."¹ (Cavit Kavcar, II. Meşrutiyet Devrinde Edebiyat ve Eğitim s.16)
İnsanları bu denli etkileme gücüne sahip edebiyat bugüne kadar pek çok önemli işler başardı. Türk toplumunun özelikle 18.yy.dan günümüze kadar devam eden bir Aydın sorunu vardır. Milletinden aykırı düşünen ve milletini felakete sürükleyen bazı Sözde Aydınlardır ve yaşanan olumsuzluklardan yine onlar sorumludurlar. YAKUP KADRİ’NİN yaban adlı romanında dediği gibi uyan ey Türk aydını sözü aslında bugünde geçerliliği korumaktadır.
Bir taraftan batı kültürü diğer taraftan ise sözde aydınlar toplumu felakete sürüklemişlerdir. Peyami SAFA bir yazısında "Bir milleti yok etmek isterseniz, askeri istilaya gerek yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlakını soysuzlaştırmak kâfidir.²(Peyami SAFA Objektif Eğitim Gençlik Üniversite) Bugün geldiğimiz noktada gençlik, ahlaktan uzak batının getirdiği eğlence ürünleriyle uğraşmakta ve zaman geçirmektedir.. Memleket manen madden çökmesinin suçlularından biri de (yeni aydın yeni güç) medyadır. Artık gençler kitap okumaz hale gelmişlerdir. Yapılan ortalamada günde ortalama 4 saat t.v. izlerken sadece 10 saniye kitap okumaktayız. Edebi eserlerin etkisi bu nedenle giderek zayıflamaktadır. Medya 21,yy Hâkimi olmuş ve milletin üzerinde hâkimi yet kurmuştur. Medya yönlendirme gücü yüksek olması sebebiyle etki fazladır. Aydın kimse kim olursa olsun yaşadığı toplumun lokomotifi olmalı insanları doğruya güzele ulaştırmalıdır…
Kaynakça
1.Cavit Kavcar, II. Meşrutiyet Devrinde Edebiyat ve Eğitim s.16)
2.Peyami SAFA Objektif Eğitim Gençlik Üniversite