Tablo 1: Kentsel Yoksulluk: Nedenleri Ve Sonuçları
Yetersizlik
Nedenler
Siyasal İçerikli Nedenler
Diğer Etkiler
GELİR
Temel mal ve hizmetleri alma gücünden yoksunluk
Geçici işler
Niteliksiz iş gücü
Ekonomik krizler
Eğitim, sağlık, altyapı ve ulaşım gibi sosyal ve fiziksel altyapının yetersizliği
Barınma sorunları
Temel kamusal hizmetlerin sağlanamamasından dolayı sağlıksız ortamlarda yaşama
Eğitimsizlik
Sosyal sermayenin bozulması, şiddet eğilimleri ve suçluluk
SAĞLIK
Sağlıksız yaşam koşulları
Konut ve sanayinin iç içeliği
Sel ve heyelan tehlikesiyle karşı karşıya bulunma
Bulaşıcı hastalıklar
Güvensiz çalışma koşulları
Çevre sağlığının ihmal edilmesi- katı atık ve su sorunlarının çözülmemesi
Yetersiz iş güvenliği
Sosyal güvenlik olanaklarındaki yetersizlik
Eğitimsizlikten gelen sağlık sorunları
Geçim sıkıntısından ihmal edilen sağlık
EĞİTİM
Okul sayısındaki yetersizlik
Okul masraflarının karşılanamaması
Kamu kurumlarının yeterli altyapıyı sağlayamaması
Yeterli yatılı eğitim verilememesi
Eğitim kurumlarına ulaşım sorunları
İş bulma sorunları
Okul çağındaki gençler için gerekli etkinliklerin sağlanamaması
GÜVENLİK
Çoğunlukla imarsız konutlar söz konusu olduğu için evler asgari konut standartlarından yoksundurlar.
Sosyal bölünme, şiddet ve suçluluk
Arsa politikalarındaki yanlışlıklar.
Yasal düzenlemelerin ruhsatlı yapılar için oldukça maliyetli ve zor süreçlerden oluşması
Güvenlik ağlarının oluşturulamaması dolayısıyla mekansal kopuklukların oluşması
Arsa düzenlemelerinin yetersiz olması sosyal kayıplara ve informel yapıların oluşmamasına neden olmaktadır.
Güvenlik ve sağlık için artan maliyetler.
Sosyal soyutlanma ve ailenin zarar görmesi
Rüşvet ve diğer yolsuzlukların yaygınlaşması ve kentsel hizmetlerin eksikliği
Kaynak:
http://www.worldbank.org/html/fpd/urban/poverty/defining.html#multidimensional (12.10.2002)
5. Sosyal Belediyecilik
Mahalli idareye sosyal alanlarda planlama ve düzenleme işlevi yükleyen, bu çerçevede kamu harcamalarını konut, sağlık, eğitim ve çevrenin korunması alanlarını kapsayacak şekilde sosyal amaca kanalize eden; işsiz ve kimsesizlere yardım yapılması, sosyal dayanışma ve entegrasyonun tesis edilmesi ile sosyo-kültürel faaliyet ve çalışmaların gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan altyapı yatırımlarının yapılması için bilinçli politikalar üretmesini öngören; bireyler ve toplumsal kesimler arasında zayıflayan sosyal güvenlik ve adalet mevhumunu güçlendirmeye yönelik olarak mahalli idarelere sosyalleştirme ve sosyal kontrol işlevleri yükleyen bir modeldir (Akdoğan, 2002)
Sosyalleştirme, sosyal kontrol ve rehabilitasyon: Sosyalleşme, toplumun bir parçası haline gelme; kişinin aile, okul, mesleki örgütler gibi içinde yer aldığı toplumsal kurumların ve genelde yaşadığı kültürel ortamın kendisinden beklediği şekilde davranmayı ve diğer bireylerle uyum içinde yaşmayı öğrenme sürecidir. Bireylerin devletin sosyalleştirme ağının dışında kalmaları birçok soruna sebep olabilmektedir. Belediyeler bu çerçevede bir nevi sosyal eğitim işlevi görebilirler. Zaten evinin bahçesinde hayvan besleyerek, yüksek sesle müzik dinleyerek veya etrafa hoş olmayan koku ve görüntü saçarak çevreyi rahatsız eden vatandaşlarla ilgilenme yetkisi cezai anlamda belediyelere aittir. Bu insanların toplum içinde nasıl davranmaları gerektiği konusunda da belediyelerin eğitici olmaları bu fonksiyonları tamamlayıcı mahiyettedir. Mahalli idareler toplumsal düzenin devamının sağlanmasına yönelik olarak bireye toplumsal beklentilere uygun davranış, kural ve değerler aşılama manasında sosyal kontrol mekanizması olarak işlev görebileceklerdir. Kıraathane toplantıları, halk meclisleri, esnaf gezileri, afişler ve mahalle kütüphaneleri aracılığıyla belediyeler halka daha yoğun olarak mesaj verebilmektedirler.
Mobilize etme, yönlendirme, kılavuzluk ve rehberlik etme: Toplumsal kesimlere yönelik olarak danışmanlık hizmeti verme, onları belli gün ve olaylarda yönlendirme, halka sorunlarını nasıl ve hangi kurumlarla çözebilecekleri konusunda yardımcı olma gibi işlevler belediyelerce yürütülebilmektedir.
Yardım etme, gözetme: Mahalli idareler beldelerindeki fakir ve muhtaç vatandaşların bilgilerine kolaylıkla sahip olabilmekte, onların sosyo-ekonomik durumlarını izleyebilmekte, asgari yaşam sınırında olanlara gıda, kömür, ilaç, kırtasiye malzemesi, tekerlekli sandalye gibi yardımlarda bulunabilmektedir. Kış gecelerinde ev ev gezerek, vatandaşın ne yediği, ne yaktığı, öğrenim durumunda olanların ne tür ihtiyaçları olduğu gibi konuları başkaca takip eden bir kurum ve mekanizma da mevcut yapı içinde geliştirilememiştir.
Yatırım: Mahalli idareler halkın geçim sıkıntısını gidermeye yönelik olarak köklü tedbirler alamamakla birlikte, kolaylaştırıcı bir takım hizmetlere yönelebilmektedirler. Tanzim satış mağazaları, ekmek fabrikaları, aşevleri, sığınma evleri, sağlık ocakları, mahalle kütüphaneleri bunlardan sadece bazılarıdır. Bu hizmetlere yönelik olarak mahalli idarelerin yatırımlara girişmeleri bir zorunluluk olarak görünmektedir (Akdoğan, 1999)
Sosyal Belediyecilik kapsamında yapılabilecek hizmetler çok genel olarak şöyle özetlenebilir:
Kimsesizlerin, evsizlerin, sokak çocuklarının ve muhtaç kadınların barınma ihtiyaçlarını karşılamak
Öksüzlere çocuk yuvaları ve kreşler yapmak
Yaşlılara huzurevleri tesis etmek
Sağlık merkezleri, sağlık ocakları, gezici sağlık otobüsleri, öntanı merkezleri hizmete sokmak
Hastaneler civarında hasta yakınları için misafirhaneler oluşturmak
Kültür, sanat ve spor tesisleri açmak
Tiyatro, sinema, kütüphane ve kültür merkezlerini mahallelere kadar yaygınlaştırmak
Fakir, muhtaç ve yaşam mücadelesi veren kesimlere yönelik aş evleri ve imarethaneler kurmak
Özürlüler için ulaşım, eğitim ve sosyo-kültürel ortamlarda kolaylık sağlayıcı tedbirler almak
Beceri ve meslek edindirme kursları açmak
Park-bahçeler ve piknik alanlarını yaygınlaştırmak
Doğal dengeyi koruyan ve çevresel şartları düzenlenmiş ucuz konut alanları üretmek
İş kuracak kadın ve gençlere yönelik rehberlik yapmak, makine ve ekipman desteği sağlamak
Tanzim satış mağazaları ve ekmek fabrikaları kurmak
Gıda, kömür, ilaç, kırtasiye malzemesi yardımı yapmak
Toplumsal gruplar, sivil toplum kuruluşları ve kitle örgütlerine rehberlik etmek, onlarla dayanışma ve yardımlaşmayı geliştirmek
Gençlerin, engellilerin ve kadınların toplumsallaşmalarını sağlayacak merkezler açmak
Sonuç
Yoksullukla mücadelede şüphesiz devlete önemli görevler düşmektedir. Ancak, tüm dünyada yoksullara direkt parasal yardımlarda bulunmayı öngören “sosyal yardım devleti” anlayışı artık önemini kaybetmiştir. Yoksulluğun ortadan kaldırılması için paternalizm çözüm değildir. Yoksulluk, ancak uzun vadede çözümlenebilecek bir sorun olarak düşünülmelidir. Bunun için de öncelikle piyasa ekonomisinin kurumsallaştırılması gereklidir. Piyasa ekonomisinin sonuçları her zaman adil bir gelir dağılımı anlamına gelmez. Bununla birlikte, sosyal yardım devleti ve paternalizm anlayışı dünyanın hiçbir yerinde yoksulluğa çözüm olmamış, aksine bireylerin daha tembel olmalarına ve iradi işsizliği benimsemelerine neden olmuştur. Yoksulluk sorununun ortadan kaldırılmasında ve azaltılmasında devlete düşen görevi iyi tanımlamak gerekir. Devlet, ekonomide mevcut birincil gelir dağılımını düzeltmek için aktif olarak piyasa ekonomisine müdahale etmeli midir? Gelir dağılımının düzeltilmesinde iradi iktisat politikaları uygulanmalı mıdır ve bu politikalar neler olmalıdır? İkincil gelir dağılımı politikalarının sınırları nelerdir? Kanaatimizce, tüm dünyada devletin değişen rolü ve görevleri karşısında gelir dağılımı ve yoksulluk sorunu ile mücadelede devletin rolünü yeniden tartışmak çok büyük önem taşımaktadır. Burada tekrarlamamız gereken önemli bir mesaj şudur: Devlet, bazı sorunların çözümü olduğu kadar, bazı sorunların da bizatihi kaynağıdır. Gelir dağılımı ve yoksulluk sorunu konusunda da bu geçerlidir. Devlet müdahaleleri kimi zaman mevcut gelir dağılımını ve yoksulluk sorununu daha da büyütebilir. Bu bakımdan gelir dağılımı ve yoksullukla mücadelede optimal politikaların neler olması gerektiği konusunda daha fazla tartışmamız ve müdahalenin kapsamı ve sınırları üzerinde uzlaşmamız gerekmektedir.
Devlet kentsel yoksulluğun nedenlerini iyi tahlil etmeli ve yoksul kesime yönelik kalkınma programlarını ortaya koymalıdır. Yerel yönetimlerde yoksul kesimin kentle bütünleşmesini sağlayacak önlemleri almalıdır. O insanları kentle barıştırmalı onlara bir kentlilik bilinci kazandırmalıdır. Bu konuda sivil toplum örgütleriyle ortak projeler hazırlayarak gecekonduları sefalet yuvaları olmaktan çıkarmalıdır. Buralarda yaşayan halkın eğitim ve mesleki bilgi düzeyini yükseltecek kurslar açmalıdır. Alt yapı yatırımlarıyla sağlık ve çevre problemleri halledilmelidir. En önemlisi bütün kesimlerce benimsenecek bir kentlilik bilincinin oluşturulması kaçınılmazdır. Yoksulluğun kaynaklarından biri olan gelir dağılımı adaletsizliği giderilmeli kayıt dışı ekonomi ve faizden gelir elde eden kesimlere yönelik politikalar etkin bir şekilde uygulanarak gelir uçurumu kapatılmaya çalışılmalıdır.
Bütün bunların yanında yerelleşmeyle beraber ortaya çıkan bir kavram olan sosyal belediyeciliğinde gelişmesi yönündeki engelleri de devletin kaldırması gerekmektedir. Bunun için
· Sosyal belediyecilik kavramı altında belediyelere yüklenen görevleri etkin kılmak için sosyalleştirme ve sosyal kontrol işlevlerini ön plana çıkaran çalışmalar yapılmalıdır
· Sosyal belediyeciliğin temeli tüm vatandaşların topluma kazandırılması için toplumsallaştırma misyonunun geliştirilmesi lazımdır
· Özellikle kentlerde muhtaç ve yoksul kesimlere yardım sosyal belediyeciliğin temel amaçlarından biridir.
· Sosyal belediyeciliğin etkin olması için yerinden yönetime geçilmesi bu nedenle de belediyelerin güçlendirilmesi kaçınılmazdır
· Türkiye ortamında yerel yönetimlerin serbest piyasa ortamındaki hizmetlerden tamamen elini çekmesi inandırıcı olmayacağı gibi büyük tahriplere yol açabilir
· Belediye Kanunu’nda belediyelere yüklenen sosyal fonksiyonlar için gerekli kaynak tahsis edilmemekte, ulusal düzeydeki hizmetlerin izdüşümlerinin gerçekleştirilmesine ve politika belirlenmesine olanak sağlanmamaktadır.
· Sosyal belediyeciliğin etkinliği belediyelerin sınırları içindeki halkını her bakımdan iyi tanımaları gereklidir. Buda ancak yapılacak sosyal doku araştırmaları ile mümkündür.
Unutulmamalıdır ki kentlerde görülen yerel bazdaki sorunları yine en iyi çözecek yerel idarelerdir. Yerel idarelerinde sorunlara etkin çözümler üretebilmesi için mutlaka STK’larla ilişkiye girmesi lazımdır. Devlet, yerel idare ve STK işbirliği yerel bazdaki sorunların özellikle kentsel yoksulluğun çözümünde anahtardır.
KAYNAKÇA
AKAD, İSMAİL. Endüstri Sosyolojisi, D.E.Üniv. İİBF Yayını, İzmir:1982.
AKDOĞAN Yalçın (2002), “Ulusal soruna yerel çözüm: Sosyal Belediyecilik”, Eminönü Bülteni, Şubat sayısı. İstanbul.
AKDOĞAN Yalçın (1999), “Sosyal Belediyecilik”, İstanbullu Dergisi, Mart sayısı. İstanbul.
ALADA, Adalet B. Ve Diğ (2002). “Küreselleşme, Yoksulluk ve Şiddet Bağlamında Sokak Çocukları”, Yoksulluk, Şiddet ve İnsan Hakları, TODAİE Yayını No: 311, Ankara.
BOSTANOĞLU, Özer (1992), “Birinci ve Üçüncü Dünyalarda Kentsel Yoksulluk Üzerine”, Amme İdaresi Dergisi, Cilt: 25, Sayı: 3, Eylül-1992, ss. 147-161
DAĞDEMİR, Özcan (1999), “Türkiye Ekonomisinde Yoksulluk Sorunu ve Yoksulluğun Analizi: 1987-1994”, H.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt: 17, Sayı: 1/1999
DPT (2001)., Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele ÖİK Raporu, Ankara.
DUMANLI, Recep (1996), Yoksulluk ve Türkiye’deki Boyutları, DPT Yayını, Ankara.
EKİN, Nusret (2000), Türkiye’de Yapay İstihdam ve İstihdam Politikaları, İTO Yayını, İstanbul.
ERKAN, Hüsnü (2000), Bilgi Uygarlığı İçin Yeniden Yapılanma, İmge Kitabevi, Ankara.
GÖKÇE, Orhan ve M. Akif ÇUKURÇAYIR (1999), “Cumhuriyetin 75. Yılında Konya’da Kentleşme ve Belediyecilik”, Milli Mücadeleden Günümüze Konya (1915-1965), Cilt 1, Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yayını, Konya.
KELEŞ, Ruşen (2002), Kentleşme Politikası, İmge Kitabevi Ankara.
KIRAY, Mübeccel (1998). Kentleşme Yazıları, Bağlam Yayınları, İstanbul.
LORDOĞLU, Kuvvet (1989). Enformel ve Yabancı Kaçak İstihdam Üzerine Notlar, Petrol-İş Yayını, Ankara.
ÖZSOYLU,Ahmet Fazıl (1994). “Kayıtdışı Ekonomiden Kim Kazanıyor? Kim Kaybediyor?”, Ekonomik Forum Dergisi Şubat Sayısı, TOBB Yayını, Ankara.
PINARCIOĞLU, Melih ve Oğuz Işık (2001), “Kent Yoksullarının Ağ İlişkileri: Sultanbeyli Örneği”, Toplum ve Bilim, Sayı 89, Yaz- 2001, ss. 31-61
ŞENSES, Fikret (2001), Küreselleşmenin Öteki Yüzü Yoksulluk, İletişim Yayınları, İstanbul.
ŞENYAPILI, Tansu (2000), “Enformel Sektör”, Yoksulluk, (Der. A.H.Akder ve M.Güvenç), TESEV Yayınları, İstanbul.
SÖNMEZ, Mustafa (2001), “10 Boyutuyla 2000 İstanbul’u”, İstanbul Dergisi, Sayı:36, İstanbul.
Worldbank, “The Nature and Evolution of Poverty”,
http://www.globalsolidarity.org/wdr2000-1/cha1.pdf , (10.10.2002)
http://www.worldbank.org/html/fpd/urban/poverty/defining.html#multidimensional (28.09.2002)
TEKELİ, İlhan (1976), Gecekondulu, Dolmuşlu, İşportalı Şehir, Cem Yayınları, İstanbul.